Talha Bora Öge için bayram nedir, kurban ona neyi çağrıştırır?

Bayram huzur demektir… Bu nedenle meselenin manevi boyutu ramazanda da kurbanda da çok kıymetli. Dijital çağ diye adlandırılan bu devirde, yüzyüze buluşmalar ve beraberinde belki dargınlıkların bitmesi, soğuklukların yerini samimiyet sıcaklığının alması açısından bir arınma ve onarılma zamanlarıdır. İşte bunu düşünmesi bile bana huzur verir, bunun aksi huzursuzluktur ve bayrama erişse bile bayram edemez gönüller! Kurban da, paylaşmak varsa anlamlı! Bu nedenle kurban bana hep “kardeşini kendinden önce düşünmeyi” çağrıştırır. İnsanı insan yapan cömertliğin tam tersi olan bencilliği kırmasını çağrıştırır. Hem de maddi olduğu kadar manevi bencilliklerimizi de darmadağın edip bizi yeniden insan kılar.

“Ah, nerede o eski bayramlar?” mı?

Kesinlikle hayır! Beni tanıyanlar bilir; 30 yıldır radyo yayınlarım 22 yıldır da sahnelerim “Dün gitti, yarın gelmedi, anı yaşa!” sözü ile biter. Bence her çağın her devrin her demin, insanın içinde olduğu olgunluk seviyesine göre, insanın bakışına göre manası vardır. Velhasıl, bir çocuk kadar saf ve temiz bakabilseydiniz bayram sabahına, işte o zaman ah çekmezdiniz! Dolayısıyla, eski veya yeni olan bayram değil, sensin!

Bayramı bir çiçekle özdeşleştirseydiniz, rengiyle kokusuyla hangi çiçek olurdu?

Lale. Hem en sevdiğim çiçek olması hem de sanki el açmışçasına duruşunun davetkâr oluşu sebebiyle.

Sizi duygulandıran bayram hediyesi?

Tabii ki çoğumuz gibi bayram hediyesi beni de çocukluğuma götürür ve bu çok anlaşılır bir şeydir. Bana en güzel bayram hediyesi, rahmetli anneannem ve dedeme götürülmemdi.

Unutamadığınız bir bayramlığınız?

Biz 4 kardeşiz ve benim bir küçük kardeşimle aramda sadece 2 yaş var. Belli bir yaşa kadar hep aynı şeyleri giydik çünkü annem böylece adaleti sağlarmış. İşte kardeşimle ikiz gibi dolaştığımız o demde mavi bir takım almıştı annem. Onu hâlâ hatırlar ve mutlulukla tebessüm ederim.

Her insanın kendisini manevi olarak huzurlu hissettiği bir mekân/şehir vardır. Sizin için bu mekân/şehir neresidir?

Tabii ki Medine. Tereddütsüz Medine, Mescid-i Nebevi ve Kubbetü’l Hadra. Medine-i Münevvere, âdeta hayatının en dar zamanında Efendimize (s.a.s.) kucak açmasıyla sonsuza kadar huzurla ödüllendirilmiş gibi geliyor bana.

Bayrama dair zihninizde yer eden bir eseri bizimle paylaşır mısınız? (Şiir, beste, ilahi, naat, kitap, mimari yapı...)

Merhum Barış Manço’ya çok başka bir gönül bağım ve muhabbetim var. Hâliyle onun şarkıları bana birçok güzelliği hatırlattığı gibi bayramlar da onu hatırlatır.

İlk bayram namazına kimin elini tutup gittiniz? O namaza dair hissettiğiniz duygu?

Rahmetli büyükbabamla gitmiştim. Kendimi çok güvende hissettiğimi hatırlıyorum.

Bayram sofranızda kimi ağırlamak isterdiniz?

Şu an için kesinlikle Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı. Ona olan sevgimi, bağlılığımı anlatacak tarif edecek cümle kurmakta zorlanırım.

Sizi bayram sabahına götüren o koku?

Yeni ayakkabı kokusu.

Okurlarımıza bir şiir armağan etmenizi istesek?

Dil ne bilir şekeri, şerbeti

Aldığın lezzeti baldan mı sandın!

Ne arı ne de ağaç verir nimeti

Elmayı, narı daldan mı sandın!

Ne sandın!

Son olarak sizden bir bayram mesajı alabilir miyiz?

Birlik ve beraberliği korumak bana göre kutsal olan her şeyi korumak demektir. Hâliyle nice bayramlar görmek ve bayram gibi bayram yaşamak istiyorsak kardeşliğimizi her şeyin üstünde tutmalıyız. Ezan, bayrak ve vatanımız için tek yürek olmalıyız, vesselam!