31 Mart 2025, Pazartesi

HATIRAMDA RAMAZAN

Bir Anadolu kasabası ve varoş bir mahallede, zamanla sımsıcak hayallere bürünmüş, yarı silik görüntülerle bir çocukluk dönemi şekilleniyor, ramazan deyince hafızamda… 1960’lı yıllar… 27 Mayıs İhtilali’nin hemen sonrası... Okulda ve mahallede arkadaş grupları arasında oruç konulu şakalaşmalar, espriler… Kentin üstünde tüten sıcak pide kokusu, cıvıl cıvıl bir coşku, telaşlı ve heyecanlı koşuşturmalar, yardımlaşmalar, kucaklaşmalar, iftar komşulukları, neşeli, mutlu çehreler… Şu an iki yanımdan akıp giden beton bloklara, teknolojiye, siyasete, trafiğe, geçim kaygısına, lükse boğulmuş olan gürültülü kalabalıklar arasında geçip giderken bunları düşünüyorum. Hayale dönüşen o anılardaki hayatı bulmak artık ne mümkün… Hüzmeli sokak lambalarından çok bembeyaz karların aydınlattığı bir gecede arkadaşlarla birlikte şakalaşarak teravihe gittiğimiz anları düşünüyorum… Teravih sonrası karlar arasında düşekalka oynadığımız kartopu oyunlarını… Ateş yakıp ellerimizi ısıtarak yaptığımız sohbetleri… Teravih namazını kılmak için camiyi dolduran hıncahınç kalabalıkları… Uykulu uykulu sahura kalkmalarımı... Kaldırılmadığım zamanlar uyuyor numarası yaparak yatakta arkaya dönüp sessizce ağlamalarımı… Tok tutsun diye yenilen annemin yağlı bazlamalarını, pekmezlerini… İri iri taşları üst üste yığarak şehrin ortasında bulunan koca bir tepeden patlatılacak iftar topu ile yarışırcasına diktiğimiz taşları... Taşları yıkmak için elimizde tuttuğumuz taşlarla tetikte bekleyişimizi… Ezan okunur okunmaz taşları fırlatarak top patladı diye haykırışlarımızı… Ve daha neleri neleri düşünüyorum… Artık o anları bulmak ne mümkün!.. Çağdaş hayatın dindarlaştıkça kendine özgü bir ramazan atmosferi oluşturacağı muhakkak ama umarım bu sanal bir atmosfer olmaz! Geçip giden güzelliklere selam olsun.
Mesut UÇAKAN
Mesut UÇAKAN

Yazar hakkında bilgi bulunmamaktadır.

Yazarın Diğer Yazıları