02 Temmuz 2025, Çarşamba

GAZZE HÜZNÜNDE KURBAN BAYRAMI

Sözlükte “yaklaşmak, Allah’a yakınlık sağlamaya vesile olan şey” anlamına gelen kurban, dinî bir terim olarak, “ibadet maksadıyla belirli bir vakitte belirli şartları taşıyan hayvanı usulünce boğazlamak ya da bu şekilde boğazlanan hayvan” demektir. Arapçada bu şekilde kesilen hayvana “udhiyye” denilmektedir. (İbn Âbidîn, Reddü’l-Muhtâr, 6/312)

İslam’ın temel ibadetlerinden biri olan kurban, hicretin ikinci yılında meşru kılınmış, Hz. Peygamber de (s.a.s.), “Kim imkânı olduğu hâlde kurban kesmezse, bizim namazgâhımıza yaklaşmasın.” (İbn Mace, “Edahi”, 2.) buyurarak bu ibadetin önemine dikkat çekmiştir. Zilhicce ayının on, on bir, on iki ve on üçüncü günlerinde gerçekleştirilen kurban ibadeti, Müslümanlar için Allah’a yakınlaşmanın ve Hz. İbrahim (a.s.) ile Hz. İsmail’i (a.s.) yâd etmektir. Hz. İbrahim’in Allah’a vermiş olduğu sözü yerine getirme kararlılığı kurban ibadetinin özünü oluşturmaktadır. Allah’a teslimiyetin ve sadakatin simgesi olan kurban, müminleri her sene bu kutsal hatırayı hatırlamaya davet etmektedir.

Kurban kurtuluşun adıdır. Nefsin tuzaklarından, benliğin bataklığından ve dünyevi tutkuların esaret ağından kurtularak özü sözle, sözü eylemle buluşturmak ve ruhu yücelterek Allah’a teslim olmaktır. Kurban ihlas ve samimiyetin, bireysel ve toplumsal sorumluluğun bilinç düzeyinde sınandığı bir ibadettir. Kurban konforu, malı ve gerektiğinde canı Allah yolunda feda edebilme iradesini gösterebilmektir. Zira kesilen kurbanların ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşmaktadır. Bu yönüyle kurban takva şuurunu Rabb’e ulaştırma vesilesidir. (Hac, 22/37.)

Kurban, hac ibadeti ile de derin bir anlam etkileşimine sahiptir. Hac, ruh ve bedenin, İbrahimî bir sadakatle İsmailî bir teslimiyete bürünmüş yolculuğudur. Hacılar Mina’da kurbanlarını keserken, dünyanın dört bir yanındaki müminler de kestikleri kurbanlarla aynı duyguya eşlik ederek büyük İslam ümmetinin bir ferdi olmanın huzurunu yaşarlar.

Kurban Bayramı paylaşma, dayanışma ve kardeşliği temsil eder. Her yıl milyonlarca Müslüman, kesilen kurbanlarla nefsin esaretinden kurtulup kulluk bilincine kavuşmanın bayramını idrak eder. Kurban Bayramı, iman ile amelin mihenk taşıdır. Müslümanlara Hz. İbrahim’in sadakatini ve Hz. İsmail’in adanmışlığını hatırlatır. Bu kıssa, sadece bir baba ile oğulun hikâyesi değil, aynı zamanda Allah’a olan tereddütsüz teslimiyetin ve samimi sadakatin sembolüdür. Ancak bu yıl da Kurban Bayramı, başta Gazze olmak üzere dünyanın bazı coğrafyalarında savaşın, yoksulluğun ve zulmün gölgesinde karşılanmıştır. Gazze, son yıllarda bu acı tablonun en trajik yansımalarından biri hâline gelmiştir. Gazze halkı varlık mücadelesini sabır ve dirençle gösterirken, ağır abluka, yetersiz yaşam koşulları ve kesintisiz saldırılar altında bir bayram sabahına daha ne yazık ki kan ve gözyaşıyla uyanmıştır. İki milyon insan, dar bir alanda ablukanın zincirlerine vurulmuş; gıda ve sudan mahrum bir şekilde zalimlerin insafına terk edilmiştir. Gazze, “İnsanlar, imtihandan geçirilmeden sadece ‘iman ettik’ demeleriyle bırakılıvereceklerini mi sandılar?” (Ankebut, 29/2.) ayetini inananların yüzüne dembedem çarpan bir inanç sınavı hâline geldi.

Gazze direnişi, sadakat ve teslimiyetin yaşayan şahidi; Rabb’ine kurban olmak için sırasını bekleyen kadın erkek, genç ihtiyar her Gazzelinin bir yaşam biçimi olurken, Gazze’de, “Babacığım, sana emredileni yap. İnşallah beni sabredenlerden bulacaksın.” (Saffat, 37/102.) ayetindeki teslimiyet her gün tekrar tekrar vücut buluyor.

Gazze insanlığın sahipsiz kurbanıdır. Gazzeli kurbanların acısı, inanca, insanlığa ve kardeşliğe dokunan derin bir çığlıktır. Hüzünle yoğrulan bu acının toprağında barış ve adalet, terör devleti Siyonist İsrail’in katiller sürüsü tarafından katledilirken dünyanın sözde barış temsilcileri dilsiz şeytan rolüne bürünmüştür.

Gazze’de kurban direnişin, bayram hüznün adıdır. İslam dünyasında bayramlar her geçen gün yaşanan dramlarla sevince değil, hüzne kapı aralamaktadır. Gazze’de şehit düşen her can, varoluş mücadelesi için Hak uğruna verilmiş bir kurban olarak yeryüzünü selamlarken zalimlere esir düşmüş dünyanın özgürlüğe ihtiyacını hatırlatır. Gazze tüm insanlığın vicdanına seslenen bir özgürlük davetçisidir. Çünkü dünya, artık sadece bir coğrafyadan değil, zulüm karşısında sessiz kalan bir yığından ibarettir.

Gazze’de Kurban Bayramı masum hayatların da kurban edildiği bir dramın sahnesidir. Gazze’de bayram, bombalar altında yitip giden canların tekbir seslerinin siren seslerine karışarak cennete uğurlandığı bir günü; kaybettiklerinin yasını tutan annelerin “Rabbin için sabret.” (Müddessir, 74/7.) emrine tutunarak, “Şüphesiz güçlükle beraber bir kolaylık vardır. Gerçekten, güçlükle beraber bir kolaylık vardır.” (İnşirah, 94/5-6.) ayetinin umuduna sarılarak yaptıkları sessiz duaları ifade eder.

Gazze’de işlenen zulümler taşlaşmış kalpleri, ölmüş vicdanları diriltecek güçtedir. Gazzeli çocuklar bayramlık elbise yerine kanlı kefen giyerken, anneler hayatta kalan yavrusunu öpüp koklamakla teselli bulurken ayrılıkların, fitnelerin, küçük hesapların zamanı çoktan geride kalmış olmalıdır. Bu noktada Müslümanların fikir ve eylem birliğini tesis etmeleri; Gazze’de ve dünyanın dört bir yanında “Ey Rabbimiz! Bize elimizden tutacak bir dost, zalimlere karşı bizi koruyacak bir yardımcı gönder!” (Nisa, 4/75.) diye yalvaran çaresiz mazlumlar, erkekler, kadın ve çocuklar için en büyük beklentidir.

Gazze imanın el, dil ve kalple test edildiği bir cihat meydanıdır. Gazze bir müminin zihin dünyasında elle boykot, dille dua, malla cihada destek, kalple buğz olarak gündem edinememişse iman ve ibadet hayatımız şekilden öte geçememiş, suretten sirete yükselememiş demektir. Hisli bir dua, kıyam etmiş bir kardeşlik hukuku, eyleme hazır bir tefekkür, farkındalığı yüksek bir yaşam biçimi Gazze’ye umut olacaktır. Aksi takdirde Gazze’nin kazanıp ümmetin kaybettiği bir öykü geleceğe miras kalacaktır.

Unutulmamalıdır ki Gazze özgür olmadıkça insanlık esaretten kurtulamayacak, Kudüs bağımsız olmadıkça Müslümanlar huzur bulamayacaktır.

 

Kadir DİNÇ
Kadir DİNÇ

Yazar hakkında bilgi bulunmamaktadır.

Yazarın Diğer Yazıları