İlk kıldığım bayram namazı ve aradan geçen bayram namazlarında değişen saflara bakarım ve şu soruyu sorarım kendime: “Aradakiler nerede?”
Ahmet Yenilmez için bayram nedir, kurban ona neyi çağrıştırır?
Bu sorunuzun cevabı eşref-i mahlukat olan insanın hayata nereden baktığıyla alakalıdır. Kişi vardır bayramları sadece ritüel olarak görür! Kişi de vardır ki bir an, bir lahza da olsa İbrahim olmanın İsmail olmanın idrakiyle yaşar bayramı.
Bendeniz Kurban Bayramı’nı, son iki yıldır bir başka duygu ile idrak etmekteyim. Kurban Bayramı’nı genellikle memleketlerimde dedemin, ninemin, analarımın mezarlarının bulunduğu köylerimde geçiririm. İki yıl önce kendi ellerimle büyüttüğüm iki keçimi kurban ettim ve işte o kurbanlarımla İbrahim ve İsmail olmanın ne anlam ifade ettiğini iliklerime kadar hissettim! Bir de, Allah nasip etti hacca gittim ve İslam âlemi, insanlık için Kurban Bayramı ve Kurban Bayramı’nı anlamlı kılan haccın ne büyük bir anlam ve ehemmiyet arz ettiğini idrak ettim!
Bayram sofranızda kimi ağırlamak isterdiniz?
Merhum analarımı…
“Ah, nerede o eski bayramlar?” mı?
Asla böyle demedim. Çünkü ben bir hikâye anlatıcısıyım. Hikâyenin olmazsa olmazı zaman ve mekân öğeleridir. Her mekânda zamanın şekillendirdiği bir hayat akmaktadır. Dolayısıyla her bayram, bayramdır. İmanım bana diyor ki bayramın bayram olmamasında en büyük engel, para pul değildir! Bayramların bayram olabilmesinin olmazsa olmazı hürriyettir! Allah’a hamd olsun ki bu bayram kendimi geçen bayramlardan daha fazla hür ve güvende hissediyorum.
Sizi duygulandıran bayram hediyesi?
Hediyenin her türlüsü mutlu eder ama benim için bu Kurban Bayramı’nın hediyesi tam 100 yıl önce ecdadım tarafından verildi: Türkiye Cumhuriyeti Devleti! Ben devletimin 100. yılına erişen nasiplenenlerden olacağım inşallah!
Ahmet Yenilmez’in İsmail’i kim/ne?
Ben aciz bir kul olarak buna nasıl cevap vereyim? İsmail’i ile imtihan olma anı belirler bu sorunun cevabını! İnşallah İbrahim ümmetine yakışır bir imtihan verenlerden olurum. Ama hikâyede bir de İsmail olmak var…
Her insanın kendisini manevi olarak huzurlu hissettiği bir mekân/şehir vardır. Sizin için bu mekân/şehir neresidir?
Ordu’nun Karaağaç, İzmir’in de Karacaağaç köyü. Çünkü iki yerde de analarım yatmakta. Birinde biyolojik anam diğerinde ise evlatlarımın anasını yetiştiren anam…
Bayrama dair zihninizde yer eden bir eseri bizimle paylaşır mısınız? (Şiir, beste, film, kitap, mimari yapı...)
Allah’a hamd olsun ki Mimar Sinan dedemizin Süleymaniye Camii ve Yahya Kemal Beyatlı dedemizin “Süleymaniye’de Bayram Sabahı’’ şiirleri var…
Sizi bayram sabahına götüren o koku?
İlk bayram namazına elimden tutup götüren dedemin sabah bayram tıraşı sonrası sürdüğü pudra ve kolonya kokusu… O yüzden bayram namazlarımı, ilk bayram namazını kıldığım köyümde, Ordu’da kılmaya çalışırım. İlk kıldığım bayram namazı ve aradan geçen bayram namazlarında değişen saflara bakarım ve şu soruyu sorarım kendime: “Aradakiler nerede?”
Oyuncu için her rol, her karakter yeni bir dünyadır. Oynadığınız roller arasında öz yaşam öykünüzle örtüşen hangisiydi?
Oynadığım her karakter ya da tip benim hayatımda, ya kendimde ya da hikâyemde yaşamış birisidir. Mesela Kuruluş Osman isimli dizideki Demirci Davut tiplemem; demir ustası, çocukluğumda körüğünü çekip iki buçuk lira yevmiye aldığım merhum Cafer dayımdır.
Son olarak sizden bir bayram mesajı alabilir miyiz?
Müsaadenizle merhum Abdurrahim Karakoç’un şu şiiri ile dileğimi dile getireyim:
Yaza dönsün kışınız, bayramlar bayram olsun
Dert görmesin başınız, bayramlar bayram olsun
Otlar/dikenler dolsun Nemrutların çanına
Kolay gelsin işiniz, bayramlar bayram olsun..